7 Aralık 2007 Cuma

BUSH’UN İRAN YALANLARI İLE GERÇEKLER
ALİ BULUNMAZ

ABD’nin 11 Eylül’den sonra başlattığı “teröre karşı savaş” (: karşı terör) bağlamında İran’a yönelik bir saldırı her fırsatta ısıtılıyor. Bush başkana göre İran, Üçüncü Dünya Savaşı’nı “ürettiği” ve “kullanıma hazır nükleer silahlarıyla” başlatabilir. Çünkü İran “uslanmaz” ve “dünyadaki aklıselim yaklaşıma aykırı davranan haydut bir devlet” oluşuyla ABD’nin “özgürlük” ve “demokrasi” savaşımının hedefidir.

Söz nükleer silahlara geldiği anda, konu çetrefil bir hal alıyor. Çünkü “Ortadoğu’da nükleer silah bulunmamalı; bu, dünya barışı için tehdit” diyen Bush, İsrail’in elindeki 60-80 nükleer silahtan hiç bahsetmiyor. Bunun yanında ABD’nin kadim dostları İngiltere ve Hindistan’ın geliştirdiği nükleer silahlar da sumen altı ediliyor. Ama İran’a karşı neredeyse tüm devletler ağız birliği etmişçesine bir karşı çıkışta birleşiyor.

İran Raporu
İran ile ilgili açıklama ve yorumlar birbirini izlerken, ararında CIA, FBI, Hava-Deniz-Kara ve Hazine-Dışişleri İstihbaratı’nın bulunduğu 16 kuruluşun yayımladığı ortak rapor, Bush’u yalanlayan bilgiler sundu. Irak’taki bozgunun ardından kırmızı ekip oluşturan ABD’li yetkililer, İran’ın nükleer faaliyetlerinden sorumlu askeri uzmanlarla görüşüp, ellerindeki bilgi notlarını ekleyerek, rapora son şeklini verdi.

İran’ın, nükleer silah programını 2003’te durdurduğu ve bir daha başlatmadığı, yine 2015’e dek atom bombası için gereksinim duyulan plütonyumu teknik olarak üretemeyeceği raporda yer aldı.

Ancak gerek Bush gerekse ABD’nin etkili düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi, İran’ın nükleer programını durdurmasının, yeniden başlatmayacağı anlamına gelmeyeceğini ifade etti. Bush bununla da kalmayarak, “İran nükleer silah üretme bilgisine sahip olduğu sürece barış için tehdittir” biçiminde bir açıklama yaptı. “İran ile ilgili kişisel fikrinin değişmediğini” bu şekilde dile getiren Bush, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın verilerini destekleyen raporun, kendisi için pek bir anlam ifade etmediğini yüksek sesle dile getirmekten de geri kalmadı.

Neden İran?
Ortaya konanların ışığında, Bush ve ekibinin İran’a ilgisi nasıl açıklanmalı? Yalnızca “nükleer faaliyet”, İran’a yönelik saldırı için “yeterli” bir neden mi?

İran’ın Hazar Havzası, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya’nın merkezinde yer alması, ABD’nin bu ülkeye ilgisini açıklayan en önemli etmenlerden biri. Yine petrol ve doğalgaz rezervleri, İran’ı ABD’nin gözünde hedef haline getiriyor.

Ortadoğu’da yükselen Şii hareket ve bunun arkasında İran’ın yer alması, ABD ve İsrail için adeta bir karabasan.

İran’ın Çin, Hindistan ve Rusya ile enerji alanında işbirliğine girişmesi, ABD’yi kaygılandıran bir başka unsur. İran’ın aynı zamanda, Ortadoğu’da mevzilenen radikal İslamcı örgütlere arka çıkması, onun ABD tarafından “şer ekseni” içine alınması adına önemli bir neden.

***

Görüldüğü gibi, “nükleer faaliyet” ABD için kullanışlı bir maske. Kaldı ki ABD’nin kendi kurumlarının yayımladığı rapor, Bush ve ekibinin kanı ve kanaatlerini doğrulamıyor.

ABD’nin “terörle savaş” bağlamında Afganistan ve Irak’ta saplandığı bataktan sonra, Bush ve kurmaylarının İran gibi, adı geçen ülkelerle hiç de karşılaştırılamayacak gücü ve yapısıyla, bir kumara girişi için gelecekte ne tür bahane ve yalanlar öne süreceğini izleyeceğiz.

Özellikle Irak’ı işgal ederken müşterilerine “kitle imha silahları” yalanını satan Bush ve ekibinin, Üçüncü Dünya Savaşı’nı “tetikleyeceğini” söylediği İran için daha hangi gerekçeleri dillendireceği tam bir merak konusu…

Hiç yorum yok: