2 Kasım 2007 Cuma

DOKUNULMAZLAR…
ALİ BULUNMAZ

Geçenlerde elindeki kırmızı boyayla ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın karşısına geçip “elinizde milyonlarca Iraklının kanı var, savaş suçlususunuz” diyen protestocu Desiree Fairooz haklı değil mi?

Bush, Rice, Cheney, Blair, Rumsfeld ve yol arkadaşları savaş suçlusu kapsamına alınamaz mı? Bu çok zor. Çünkü önce şunun yanıtını bulmak gerekiyor: Onları kim resmen suçlu ilan edecek?

Irak’ta 2003’ten bu yana öldürülen, kaybedilen ve işkenceden geçirilenlerin sayısını kestirmek güç. Kimi kaynaklar 1 milyon ölü, aynı sayıda kayıp diyor, resmi kaynaklar ise 800 bin ölüden bahsediyor. Sayılar birbirine geçiyor, anlamsızlaşıyor. ABD’nin öncülüğündeki terör ise sürüyor. Irak’ta terör estiren yalnızca ABD ve müttefiklerinin orduları da değil. Son günlerin manşetlerini oluşturan özel güvenlik şirketleri de kıyımdan nemalananlar arasında.

Özellikle 17 Iraklı sivili öldürüşü ile “ünlenen” Blackwater çalışanları için ABD Dışişleri Bakanlığı “kısmi dokunulmazlık” önerisi getirdi. New York Times tarafından dünyaya duyurulan bu öneride, herhangi bir eylemden dolayı yargılanmaları engellenecek olan Blackwater çalışanları, bir bakıma diplomatik dokunulmazlık zırhına büründürülmeye çalışılıyor.

17 sivilin öldürülmesi ile ilgili yürütülen soruşturmada Blackwater çalışanları, bu dokunulmazlıklarını gerekçe göstererek FBI yetkililerine “bilgi veremeyeceklerini” ifade etti. Yalnızca bu bile, ABD’nin hukuk tanımazlığı nasıl da benimsediğini göstermeye yetiyor.

Irak işgali öncesinde Bush ve ekibinin ağzından düşmeyen süslü “demokrasi”, “özgürlük”, “adalet” ile “hak ve hukuk” gibi sözler de anlamsız birer kelimeye dönüşmüş oluyor böylelikle.

Evet, ABD ve müttefiklerinin eli gerçekten de Iraklıların kanlarıyla bezenmiş durumda. Ama sözü geçen savaş suçluları, yeni işgal ve kıyımları meşrulaştırmak; dokunulmazlıklarını pekiştirmek için kendilerince boyadıkları sözcükleri ağızlarından yine eksik etmiyor…

Hiç yorum yok: