29 Ekim 2007 Pazartesi

SİLAH ŞİRKETLERİNİN KARARI
ALİ BULUNMAZ

Ekim ayı ortalarında Londra’da, Afganistan gazilerinin yalnızca bir kişi tarafından izlenen geçit töreninin fotoğrafı, İngiliz basını tarafından tüm dünyaya geçildi. Bu törenin ardından, Savunma Bakanlığı kamuoyuna “ülkeleri için hayatını tehlikeye atan askerlerimize biraz zaman ayırıp onları karşılayabilirdiniz” biçiminde, sitem dolu bir açıklama yaptı. “Ülkeleri için” burada önemli bir ifade, çünkü gerek Afganistan gerekse Irak işgallerinin ne kadar “haklı” olduğunu tartışmak bile akıl dışı. Bölüğün geçişini izleyen tek İngiliz’in yer aldığı kare, bunu anlatmaya yetiyor.

“Terörle mücadele”, “Ortadoğu’yu özgürleştirme ve demokratikleştirme” çabasında ABD’nin yanında yer alan İngiltere’de, Somme Piyade Bölüğü’nün karşılaştığı manzara, özellikle Irak çıkmazından sonra, halkın yaşananlara bakışını simgeliyordu. Aynı şekilde madalyonun diğer yüzünde, 27 Ekim’de ABD’nin birçok eyaletinde düzenlenen geniş katılımlı protesto gösterileri de, 11 Eylül sonrası işgal politikalarına bakışı yansıtıyordu. Peki, bugün ısıtılan İran müdahalesinin ve BOP aracılığıyla, ABD’nin dünyada yapmayı tasarladığı “yeni düzenlemelerin” en büyük destekçileri kim olabilir?

***

Yapılan pek çok araştırma 11 Eylül’ün, özellikle silah sektörü bağlamında, piyasaları hareketlendirdiğini gösteriyor. Afganistan ve Irak işgalleri silah tacirleri ve çokuluslu silah şirketlerinin kasasını doldurmuş durumda. Ama bu, onlar için elbette yeterli değil; yeni işgaller ve savaşlar gerekiyor. Tacirler ve şirketler, bir yandan mevcut “durumdan” yararlanıyor öte yandan da taze işgaller için desteklerini sürdürüyor.

Bunun en son örneği, başkanlık seçiminin yaklaştığı ABD’de yaşandı. Ülkenin önde gelen silah şirketleri, ihalelerinin devamı; dolayısıyla kazançlarının istikrarı için, en uygun adayı bulmaya çabalıyor.

ABD’nin kalburüstü silah şirketleri olan General Dynamics, Boeing, Lockheed Martin, Demokrat Parti adayları için kesenin ağzını açtı. ABD’deki uzmanlar ise bu durumu, “2008 ve sonrası için silah şirketlerinin Demokratlardan beklentilerinin yüksek olduğu” şeklinde yorumluyor.

Bu beklentiye yanıt veren bir başka gelişme ise, başkan adaylarından Demokrat Senatör Hillary Clinton’ın, Silahlı Kuvvetler Komitesi’nde yer alması ve İran’a askeri harekâtı ateşli şekilde savunması. Clinton’ın bu tavrı, diğer adaylar arasından sıyrılma olasılığını güçlendiriyor.

ABD’nin BOP ile başlattığı, dönüştürme ve hizaya getirme koşusunun, Afganistan ve Irak’tan sonraki durağının İran olacağı artık açık seçik konuşuluyor. Ancak İran’dan sonra sıranın kime / kimlere geleceği tam anlamıyla belli değil. Suriye’nin adı geçiyor, ama bu şimdilik pek dillendirilmiyor.

Silah şirketleri, Demokratlardan yeni işgaller ve bu işgaller için gerçekleşecek ihaleler konusunda umutlu. Sıranın hangi ülkede / ülkelerde olacağı ise o kadar önemli değil. Başlıca beklenti, şirketlerinin istikrarı. Bu nedenle, bu kez Demokratların seçim kampanyalarını destekliyorlar büyük oranda.

Bir başka deyişle, ABD kökenli çokuluslu silah şirketleri, dünyanın geri kalanında yeni işgal hedefleri belirleyecek başkanın seçimini, kendi çıkarları ve ABD’nin “çıkarları” doğrultusunda fonlamayı son sürat sürdürüyor. ABD’de silah lordları, geleceğin çatışma ve işgallerinin önderinin kim olacağı konusunda, hiç de göz ardı edilmemesi gereken desteğini, dünyanın gözleri önüne seriyor.

Bu arada masum insanlar, lordların pazarladıkları silahlarla, dünyanın dört bir yanında ölmeye devam ediyor…

Hiç yorum yok: