22 Ekim 2007 Pazartesi

BREZİLYA’NIN EN ÇOK SATAN KİTABI…
ALİ BULUNMAZ

İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm Avrupa’yı kana bulayan Nazilerin “başvuru” kaynağını, Hitler’in 1924’te hapse girdiği günlerde yazdığı Kavgam oluşturuyordu. Bugün pek çok ülkede, basımı ve satışı yasaklanan kitap, Brezilya’da büyük ilgi görüyor. Kavgam’ın satış rakamlarının en yüksek olduğu şehir ise Sao Paulo.

Brezilya’da Neo-Nazi yanlıları ve Antisemitizm eğiliminin yoğunluğu ise dikkat çekiyor. Hitler ve Nasyonal Sosyalizm’i öven internet sitelerinin çokluğu ile çocuklarına Nazi Almanyasının ünlü figürleri olan Himmler ya da Eichmann’ın isimlerini veren ailelerin fazlalığı da endişe uyandırıyor.

Kimi yetkililer bu durumu, İspanya gibi Antisemitizmin halen yaygın olduğu ülkelerin etkisinde kalınmasıyla ilişkilendirirken, Sao Paulo Üniversitesi’nde görev yapan tarihçi Maria A.T. Carnerio ise, 1930-1945 arasında ülkeyi yöneten diktatör Getulio Vargas’a duyulan saygıya bağlıyor.

Brezilya ve Vargas
1930 darbesiyle iktidarı ele geçiren Vargas, kendi dönemindeki başlıca hedefleri federal devletin güçlendirilmesi ve sanayileşme biçiminde belirlemişti. 1934’te yürürlüğe giren yeni anayasa ile federal devlet, eyaletler karşısında güçlenmeye başladı. 1937’de Vargas yönetimi, tüm demokratik yapıyı ortadan kaldırdı ve otoriter bir yönetim kurdu. Sendikalar ise devletin denetimine girdi, bağımsız örgütlenmeler feshedildi.

Vargas, Gestapo ile yakın ilişkiler kurdu ve Yahudilerin Brezilya’ya girişini yasakladı. O dönem ülkede yaşayan Yahudiler ise Almanya’ya gönderildi. Vargas, 22 Ağustos 1942’de ABD’nin baskısıyla, Almanya ve İtalya’ya savaş ilan etti. Atlas Okyanusu’nun güvenliğinin, müttefik ülkelerce sağlanmasına yardımcı olmanın yanında, Brezilya kuvvetleri 1944’te İtalya’nın Nazi işgalinden kurtarılmasında da belirgin bir katkıda bulunmuştur. Brezilya savaşta, ABD deniz ve hava kuvvetlerine üs kolaylıkları sağlamasının karşılığında, büyük sanayi yatırımları için ABD’den destek almıştır.

***

Şimdilerde, 1942 yılına kadarki Vargas yönetimine hayranlık duyan hatırı sayılır bir kesimin varlığının yanı sıra, kimi resmi yetkililer de diktatöre saygılarını sunuyor. Bunun en önemli örneği, 2003’te Rio’da Vargas için bir anıt dikilmesidir.

Brezilya Devlet Başkanı Lula, 1979’da, “bir devlet adamı değilse bile, bir erkekte hayran olduğum özellikleri var; inandığı değerler adına her şeyi yapabilecek nitelikleri bulunuyor, takdir ettiğim istek, güç ve sadakattir” diyerek Hitler ile ilgili düşüncelerini açıklamıştır.

Şaşırtıcı olan ise, yıllarca sömürge konumunda kalmış, köleleştirilmiş ve dışlanmış bir toplumda, bu ırkçı yapılanmanın halen hayat bulabilmesinden başka bir şey değil…

Hiç yorum yok: