25 Şubat 2008 Pazartesi

SENARYO, FİLM VE HALKLAR
ALİ BULUNMAZ

Dünya, Samuel Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması” tezinin veya daha doğru deyişle senaryosunun, kararlılıkla filme çekildiği büyük bir platoya dönüştü. Huntington’ın senaryosunun temeli neydi? Onun yazdıklarını okuyalım:

“Dünya düzeninin yeniden kurulduğu şu süreçte farklılıkları belirleyen şey, politik ve ekonomik değil, kültürel farklılıklardır. Önümüzdeki dönemde, ideolojik kamplaşmaların yerini, kültürel ve dini kamplaşmalar alacaktır. Politik sınırlar giderek kültürel sınırlarla çakışacak şekilde, yani dini ve etnik sınırlarla yeniden çizilecektir.”

Bu senaryo gerçekleşiyor mu? Yakın ve güncel örnekler Yugoslavya ve Irak. Şimdi bunlara bir yenisi, hem de Avrupa’nın orta yerindeki Kosova eklendi.

Kosova bağımsızlığını ilan etti. Bu yolda en büyük destekçisi ABD’ydi. Yani kültür politikalarının yaratıcısı ve bunun merkezine ayrıştırma, parçalama, ortaklıklar yerine farklılıkları öne alan çokkültürcülüğü yerleştiren aktör.

Bağımsızlık için Sırbistan seçimlerinin sonuçlanmasını bekleyen Kosova, yarışta AB yanlısı Boris Tadiç’in galip gelmesiyle, ayrılmanın çok daha sancısız olacağını düşünmüştü. Çünkü AB yetkilileri, seçim sonrasındaki açıklamalarında “Sırbistan AB’yi tercih etti”, “Tadiç, Kosova ve Sırbistan’ın ayrı ayrı AB’ye girişi için bir şans”, “Tadiç’in zaferi, AB adına iyi haber” türünden ifadeler kullanmıştı.

Ancak Tadiç, AB yanlısı bir tutum takınacağını belirtmekle birlikte, Kosova’nın bağımsızlığına karşı olduğunu hep dile getirdi. Buna rağmen bağımsızlık ilan edildi. Şimdi ne olacak? Kosova, bağımsızlıkla beraber önemli ekonomik ve sosyal beklentiler içine girdi. Fakat bazı büyük sorunlar var.

Kosova ekonomisi Sırbistan’a bağımlı. Yine elektrik üretiminde Belgrad söz sahibi. Sırbistan’ın Kosova’ya ambargo uygulaması gündemde. Bunun yanında, bağımsızlık ilanıyla Kosova’ya gelmesi beklenen yabancı yatırımların, sanıldığı kadar çabuk bölgeye ulaşmayacağı belirtiliyor.

Mikro milliyetçilikten Mikro devletlere
Konunun ekonomik boyutlarından da önemli olan, siyasi boyut. Siyasi boyut da kendi içinde çetrefilleşiyor. Öncelikle Balkanlar, Kosova’nın bağımsızlığıyla yeni bir ayrışma ve çatışmaya sürüklenebilir.

Arnavutluk’un Kosova’yı kendi topraklarına katma girişimi söz konusu olabilir. Bunu, Kosova’da yaşayan 3 milyon Arnavutla gerekçelendirmek mümkün. Makedonya’nın Kosova sınırındaki 500 bin Arnavut’u da unutmamalı.

Yine Bosna-Hersek’teki Sırplar da, bağımsızlık için Kosova’dan esinlenebilir. Her ne kadar bu, uluslararası baskı yüzünden pek güçlü bir ihtimal olmasa da; Sırplar, Saraybosna yönetimine güçlük çıkarabilir.

Bunun dışında pek çok ülke, Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle endişelenmeye başladı bile. Örneğin Çin Doğu Türkistan, Tayvan ve Tibet’in Kosova’dan hareket ederek, bağımsızlık çabasına hız verebileceği görüşünde.

Aynı şeklide İspanya, Bask ve Katalonya’daki hareketlerin, Kosova sayesinde elinin güçlenebileceği kaygısı taşıyor. Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun yeniden alevlenebileceğini; Romanya, Macar azınlığın bağımsızlık talebinde bulunabileceğini düşünüyor.

Yunanistan, Arnavut azınlığın benzer istekle karşısına çıkabileceğini ve Kosova’nın bağımsızlığının, Makedonya’yı karıştırabileceği endişesini taşıyor. Kıbrıs Rum Kesimi de, KKTC’nin dünya tarafından tanınabileceği konusunda kaygılanıyor.

Kosova’nın bağımsızlığı, İsrail’i de rahatsız etmiş durumda. Çünkü kendisine, Filistin’le ilgili daha çok baskı geleceğini biliyor. Filistin yönetimi de, İsrail’le yürütülen barış görüşmelerinden olumlu bir sonuç çıkmazsa, tek taraflı bağımsızlık ilan edeceğini dillendiriyor.

Rusya faktörü
Ancak Kosova’nın bağımsızlığına en sert tepki Rusya’dan geldi. AB ülkelerinin Kosova’nın bağımsızlığını tanıması ve bölgedeki 17 bin kişilik NATO gücünün yetkilerini aşması durumunda, Rusya askeri güç kullanabileceğini duyurdu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “tek taraflı bağımsızlık ilanı, Rusya’nın AB ve ABD ilişkilerine zarar verecek sonuçlar doğurabilir” dedi. Rusya’nın mevcut kaygısının altında, ülkedeki azınlıkların ve özerk bölgelerin fazlalığı yatıyor. Rusya’da 88 federe yapı var. Tatarlar, Çuvaşlar, Başkurtlar, Çeçen ve Azeriler Rusya’da özerk cumhuriyet yönetimiyle yer alıyor. Kosova’nın bağımsızlığı Rusya için Balkanlar’da, AB ve ABD karşısında stratejik, psikolojik ve siyasal bir yenilgi anlamına da geliyor.

***

Kosova, NATO ve BM desteğiyle kurulmuş etnik azınlık devleti konumunda. Bununla birlikte, ABD’nin başı çektiği çokkültürcülük politikasının da güncel bir sonucu ve örneği. Çokkültürcülük politikası da, etnik ve dini sınırlar çizme; mikro milliyetçilikten mikro devletler yaratma aşamasına geçişte kolaylaştırıcı bir unsur.

Bu da bize insanlığın, Huntington’ın senaryosunu yazdığı, ABD ile ortaklarının yönettiği ve halkların, gerilim ve çatışmaya sürüklendiği bir filmin gösteriminin tam ortasında yer aldığını kanıtlıyor…

Hiç yorum yok: