17 Mart 2008 Pazartesi

İŞGALİN YILDÖNÜMÜ VE HUKUK
ALİ BULUNMAZ

ABD’nin Irak’ı işgalinin üzerinden tam 5 yıl geçti. 2003’ten bu yana oluşan tablo ve işgalin bilançosunu veren rakamlar korkutucu boyutta:

-Irak, radikal İslam’ın ve bunu kullanan terör örgütlerinin üssü haline geldi…
-Mezhep çatışmaları ve iç savaş Irak’ı kuşattı…
-Resmi rakamlara göre 1 milyon sivil hayatını kaybetti…
-3.5 milyon kişi evsiz kaldı…

Irak’ta yaşanan dehşeti anlatmak için bu rakamlar ve varolan tablo belirli bir fikir verebilir. Ancak konunun hukuki ve psikolojik boyutu var ki bu, gelecekte yaşanabilecek gerginliklere kapı aralıyor.

Küresel paranoya
11 Eylül ve ardından gelen Afganistan; ama özellikle Irak işgalleriyle zihinlere kazınan “terörle küresel mücadele” kavramı, ABD ile işgal edilen ülkelerde önemli ve bir o kadar da insanlık ve hukuk dışı uygulamalara ön ayak oluyor.

Bu bağlamda ortaya çıkan korku, kaygı, yabancı düşmanlığı ve terör endişesi körüklendikçe, küresel paranoya hem siyasi hem de psikolojik anlamda kullanılabilir bir malzemeye dönüşüyor. İstihbarat faaliyetleri, teknolojik olanaklardan yararlanma ya da bunları dolaşıma sunma, göçmen politikaları ve daha pek çok konu, küresel paranoya ile “terörle küresel mücadele”ye göre şekilleniyor.

En son örnek ABD’nin başlattığı fişleme operasyonu. Vatan gazetesinin Pittsburg Post Gazette’den aktardığı özel haberinde (10.03.2008) yer alan bilgilere göre ABD, ülkeye göçmen olarak yerleşmek isteyenlere yönelik kullanılabilecek terör listesi hazırlama çalışmalarına başladı.

ABD’nin “potansiyel terörist” listesine, çeşitli ülke vatandaşları giriyor. İran, Suriye, Kuzey Kore, Mısır, Ürdün, Türkiye bunlardan birkaçı. Listede yer alan ülkelerin vatandaşları veya yakınları, ABD’ye göçmenlik başvurusu yaptığı anda, olağan şüpheli durumuna düşecek. ABD bu kişilere “özel ilgi gösterilmesi gereken yabancı” diyor. Dolayısıyla aşırı güvenlik denetiminden geçecek bu kişiler, tüm aşamaların tamamlanmasının ardından sonuç “olumluysa” ABD’de göçmen olarak kalabilecek.

Peki ya hukuk?
Georgetown Üniversitesi hukuk profesörü David Cole, “bu ülkelerin listeye alınmasının dünya nüfusunun yüzde 20’si şüpheli hale getirildiğini” vurguluyor. Cole’a göre “insanların dini ve etnik gerekçelerle sınıflandırılması, ABD Anayasası ile çelişiyor.”

Aynı biçimde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 2. maddesi de açık:

“Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir ulusal veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer fark gözetmeksizin Bildirge’de ilan edilen tüm haklardan ve tüm özgürlüklerden yararlanabilir.”

Yine 11. maddenin ilk fıkrası da “kimse açık bir yargılama ile kanunen suçlu olduğu belirlenmedikçe suçsuzdur” diyor.

ABD’nin “terörle küresel mücadele” amacıyla uyguladığı politikalar ile açtığı psikolojik ve askeri savaşlar hukuk tanıyor mu?

Irak’ın işgalinin 5. yılında, geride kalan yaşanmışlıklara ve rakamlara bakılarak bu sorunun yanıtı kolayca bulunabilir…

Hiç yorum yok: