14 Nisan 2008 Pazartesi

RUSYA VE FETHULLAH GÜLEN OKULLARI
ALİ BULUNMAZ

Türkiye’de, ABD’nin “ılımlı İslam” projesi kapsamında desteklediği Fethullah Gülen cemaatinin, Said-i Nursi eksenindeki altyapısı özellikle eğitimde son derece etkin bir duruma getirilmeye çalışılıyor. Keza devlet okullarında, özel okulların büyük çoğunluğunda ve MEB’in internet siteleri ile ilk ve ortaöğretim okullarının sanal ortamdaki sayfalarında Gülen ve Said-i Nursi’ye övgüler yağdırılıyor.

Eğitim ve öğretim programları, bu akımın müritlerince hazırlanıyor. Gülen ve Nursi’nin kitapları öğrencilere tavsiye ediliyor.

Rusya’da ise Gülen cemaatine bağlı okullar, ağırlıklı olarak son iki yıldır dikkatle inceleniyor. Bu incelemenin ardından da, cemaate bağlı okullar birer birer kapatılıyor, cemaatin Rusya’daki ileri gelenleri sınır dışı ediliyor.

Türkiye’deki işleyiş…
Rusya’nın başlattığı temizlik operasyonunu kavramak için, Gülen cemaatinin ete kemiğe bürünüş noktası olan Türkiye’deki faaliyetleri ile cemaatin dışa açılışını ve Rusya’ya uzanışını kısaca ortaya koymak gerekiyor.

Gülen cemaatinin ana işleyişi pragmatizm üzerine kurulu. 1980’lerde etkinleşmeye ve sivrilmeye başlayan cemaat, hükümetlerle işbirliği ve bunun sonucundaki kadrolaşmayı esas alıyor. İşbirliği ve kadrolaşma medya, eğitim ve ekonomik güç ile tamamlanıyor.

Siyasal İslam’ın önemli kollarından olan cemaat, 1990’ların ikinci yarısı ve özellikle 2001’den sonra hayata geçirilmeye çalışılan “ılımlı İslam” hedefi doğrultusunda ABD tarafından sınırsızca desteklendi. Bu destek sayesinde hızla dünyaya açıldı ve eğitim kurumlarını yüzlerce ülkeye yaydı. Bir anlamda ABD, nüfusunu ve nüfuzunu arttırmak için cemaatin kendisini ve eğitim kurumlarını kullandı.

Rusya
ABD’nin bu kullanım alanlarından biri de Rusya ve 1991’den sonra SSCB’den bağımsızlığını kazanan Orta Asya cumhuriyetleri.

Soğuk Savaş boyunca Sovyetlere karşı radikal İslam’ı (yeşil kuşak) palazlandıran ABD, komünizmle mücadelenin merkezine bunu koydu. El Kaide ve Taliban da aynı dönemde yaratıldı.
Soğuk Savaş sonrasında ABD için yeni tehlike, eski müttefiki radikal İslam’dı. Bunun panzehiri olarak “ılımlı İslam”ı öneren ABD, El Kaide ve Taliban ile diğer İslamcı örgütleri düşman ilan etti.
Ortadoğu ve SSCB’den boşalan alanda rejim değişiklikleri ile ekonomik kuşatma kartını kullandı.

Ortadoğu’da “ılımlı İslami” rejimler yaratmaya, Soğuk Savaş sırasında kendisinin müttefiki olan kimi diktatör ve yönetimleri ortadan kaldırmaya girişti.

SSCB’nin boşalttığı veya müttefiklerinin ağılıkta olduğu Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Asya’da ekonomiyi kullandı. İşte Afrika ve özellikle Orta Asya ile Rusya’da, Gülen cemaati ABD’nin en önemli aracı haline geldi. Kafkasya, Çeçenistan ve Orta Asya’da Gülen okulları yoluyla nüfuz arttırmaya çabaladı.

Ancak Rusya, son iki yıldır Gülen okulları ile ilgili derin bir inceleme başlattı. Okullara ve Said-i Nursi kitaplarına yasak getirdi.

Bunun başlıca nedenleri cemaatin siyasal İslam’a bağlılığı, ayrımcılığı körüklemesi ve söz konusu ayrımcılıkla eylemselliği birleştirmesi ve Türkiye’de 22 Temmuz seçimleri sonrasında siyasal İslam’ın yükselişe geçmesi.

Bu bağlamda Rusya’nın temel kaygılarından biri de, Kafkasya ve Çeçenistan’da örgütlü siyasal İslamcı oluşumların, Gülen cemaatiyle ilişkisi ve sonrasında bölgede yaşanabilecek; hatta kendi topraklarına sıçrayabilecek gerilim ile çatışmaya kapı aralayabilecek olması.

Rusya’nın Gülen cemaatini izlemeye alması ve ülke içindeki eğitim faaliyetlerini yasaklamasının altında yatan temel nedenler bunlar.

Gülen hareketi, amaca ulaşmada eğitimi kilit taşı olarak kullanıyor. Cemaat okulları CIA işbirliğini, ABD kültürü ve siyasal İslam’ı harmanlamasının yanında “ılımlı İslam” yol haritası bağlamında Hıristiyanlık ve İslam’ın yeni bir sentezini yaratıyor. Bunu yaparken “medeniyetler ittifakı” ve “dinlerarası diyalog” söylemleriyle etki alanını genişletmeye çalışıyor.

Rusya bunu fark etti, bu planın bir ayağının kendisini çevreleme harekâtı olduğunun ayırdına vardı…

Hiç yorum yok: